Sertab Erener, "Ben de müzik hayatımda 15 yılı geride bıraktım. Artık eskilerden sayılıyorum" dedi.
Fahir Atakoğlu’nun, meslek hayatındaki 25. yılına özel çıkardığı "İz" albümünde eski eşi Levent Yüksel’in ilk albümünde seslendirdiği "İstanbul" şarkısını söyleyen Sertab Erener, diğer yandan otobiyografik DVD’sini tamamladı. Ekim ayında DVD’sinin piyasaya çıkacağını söyleyen Erener, "Ben de müzik hayatımda 15 yılı geride bıraktım. Artık eskilerden sayılıyorum. Fahir (Atakoğlu), Sezen (Aksu), Demir (Demirkan) gibi isimlerle yıllardır yan yanayız" dedi.
![]() |
- Biz Fahir ile çocukluk arkadaşıyız. Müzik bizim belki ortak buluştuğumuz nokta ama dostluğumuz müziğin de ötesinde. Müzik yapmasak da Fahir benim hayatımda olacak bir kardeşim. Ama istediğimiz müziği üretiyor olmamız, birlikte birşeyler yapmamız da ayrıca çok keyifli. Çok yıl olmuş ya nereden baksanız (gülüyor)! Konservatuarda öğrenciyken de para kazanma atılımlarımız vardı. O jıngıl yapar ben de söylerdim. O sonra İngiltere’de müzik eğitimi almaya gitti. O dönemlerde daha uzaktık tabii. Ama sonra yeniden yakınlaştık, yıllardır yine yan yanayız. O Amerika’ya gitti yerleşti ama mesafeler bizi etkilemiyor.
Başarılı bir müzik kariyerlerinizi hesaba katmazsak, çocukluk arkadaşı olarak neler değişti hayatınızda?
- Aslında tabii birlikte büyüdük. İkimiz de çok değiştik... Fahir çok daha gergin, stresli, panik bir adamdı gençken ama artık dinginleşti, sakin bir insan oldu. Ben de değiştim sonuçta. Ben de sakinleştim. Bir sürü anım var iyisiyle kötüsüyle. Bir dönem bana çok sıkıntı yaşatan hastalığım döneminde Fahir de yanımdaydı... Hastanede yaşadıklarımızdan tutun, onun evlenip boşanması, benim evlenip boşanmam, sevinçlerimiz, üzüntülerimiz var anılarımızın arasında...
Şu anda birlikte hangi çalışmaları yapıyorsunuz?
- Bu konser çok hoş oldu. Bundan tam bir yıl önce de benim Harbiye Açıkhava’da konserim olmuştu. Konserim boyunca kendi hayat öykümü anlatmaya karar vermiştim. O zaman konuklardan biri Fahir’di ve ben de iade-i ziyarete geldim işte böyle. Sırayla bunu yapıyoruz (gülüyor). Şimdi DVD’mi bitirdim. Bunun için yazın bitmesini bekledim. Müzik hayatımdan kesitler ve konserlerimden oluşan DVD’m, doğru zamanda insanlara ulaşsın istedim. Ekim gibi piyasaya çıkacak.
Müzik sektörüne çok kişi girdi, kalıcı olanlar da var kaybolup gidenler de. Ama siz ve saydığınız isimler hep vardı. Bir koza içindeki isimler gibisiniz... Nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?
- Aslında nasıl geçti onca yıl bilmiyorum. Ben de artık eskilerden sayılıyorum. Bu his güzel aslında. Kendi anlaştığınız, kendi kurduğunuz cümleleri anlayabilecek olan, kendi dünyanızı paylaşabilecek insanlarla yan yana oluyorsunuz. Bu sadece müzikte değil yaşantı içinde de böyle. Biz anladığım kadarıyla aynı dünyalarda yaşayan, aynı şeyi hisseden insanlarız. Yıllardır yan yanayız, hiç kopmadık. Onun için bu söylediğinize katılıyorum ve hak veriyorum. Dışardan kendimizi doğru ifade edebildik biz. Gerçekten de tek tek baktığımda herkesin hedefi, değer verdiği şeyler ortak. Herkes kendini ve dünyayı anlamaya yönelmiş. Bu isimlerin ürettikleri şeyler de aynı doğrultuda; kendilerini, iç dünyalarını anlatıyorlar. Kimseyle yarış içinde olmayan, kendi olan bir sürü müzisyen var.
Demir hep yanımda oldu
Meslek hayatınızda kaçıncı yılınızı doldurdunuz oldu?
- 15’inci yılım doldu. 15. yılıma ithafen hazırladığımız DVD’de, geçen sene kendi hayatımı anlattığım otobiyografik konserime gelen Sezen (Aksu), Fahir (Atakoğlu), Nil (Karaibrahimgil), Demir (Demirkan) de var. Demir ile nereden baksanız, 12 yıl oldu biz hálá yan yanayız.
Meslek yaşamınız 15 yıl sürmüş, 12 yıldır da Demir Demirkan ile yan yana çalışmışsınız? Neredeyse Demir Demirkan’la birlikte geçmiş tüm müzik hayatınız?
- Bayağı bir zaman oldu. Evet doğru, birlikte yaşanan bir zaman dilimi bu...
0 yorum:
Yorum Gönder